Ceza Hukuku

    Ceza muhakemesi soruşturma ve kovuşturma olarak temelde iki evreye ayrılmıştır. Ceza yargılaması suçların soruşturulması , kovuşturulması ve cezaların infaz edildiği üç aşamadan  oluşur. Ceza muhakemesi soruşturma evresiyle başlar. Soruşturma evresi savcı tarafından yürütülen , iddianamenin düzenlenmesi ,etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması, kamu davasının açılmaması veya kovuşturmaya yer olmadığına (takipsizlik) dair kararın verilmesiyle sona eren evredir. Soruşturma evresinde kovuşturma evresinin aksine gizlilik ilkesi geçerlidir. Bunun amacı lekelenmeme hakkı ve delillerin yok edilmesinin , değiştirilmesinin  ve şüphelinin kaçmasının önlenmesidir. “Kanunun başka hüküm koymadığı haller farklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.” (CMK m.157)

    Yakalama , Gözaltına Alma ve İfade Yönetmenliği m.27 “Suçluluğu bir yargı hükmüne bağlanana kadar kişinin masumiyeti esastır ve soruşturma evresi gizlidir. Bu nedenle, soruşturma evresinde gözaltındaki bir kişinin “suçlu” olarak kamuoyuna duyurulmasına, basın önüne çıkartılmasına, kişilerin basınla sorulu cevaplı görüştürülmelerine, görüntülerinin alınmasına, teşhir edilmelerine sebebiyet verilmez ve soruşturma evrakı hiçbir şekilde yayımlanamaz.”

    Soruşturma evresinde ayrıca araştırma ve kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi hakimdir. Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir şekilde bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davası açmaya yer olup olmadığına karar vermek için işin gerçeğini araştırmaya başlar. Suç haberi ihbar, şikayet veya doğrudan haber alma şeklinde alınabilir. Ancak bunlar tek başına araştırma mecburiyeti için yeterli değildir. Bunun için başlangıç şüphesinin varlığı gerekir  Hükümde buna “bir suçun işlendiği izlenimi veren haldir”(CMK 160/2) şeklinde yer verilmiştir. Buna basit şüphe de denir. Soruşturma evresi sonucunda toplanan deliller suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa savcı bir iddianame düzenlemek zorundadır(CMK m.170/2) Buna da dava açma mecburiyeti denir.

    İddianamenin kabulüyle ise kamu davası açılmış olur ve kovuşturma aşamasına geçilir. İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar olan aşamaya kovuşturma aşaması denir. Kovuşturma evresinin amacı , ceza muhakemesi ilkeleri çerçevesinde maddi gerçeğe ulaşmak ve buna uygun hüküm verilmesini sağlamaktır.

    Ceza yargılaması , ceza muhakemesi usulüne uygun adil bir şekilde maddi gerçeğe ulaşarak faili cezalandırma amacı güder. Ceza muhakemesinde cezalandırma hakkı devlete aittir. Bu nedenle devlet bu hakkı kullanırken soruşturma evresinde şüpheli , kovuşturma evresinde ise sanığın temel hak ve özgürlükleriyle çatışma içindedir.

    Sonuç olarak ceza yargılamasının yaptırımları itibariyle  kişinin özgürlüğüne direkt etki etmesi  avukatla temsili önemli hale getirmektedir. Delillerin sunulmasında, savunma aşamasında kanunlara ve diğer mevzuatlara hakim olma açısından avukatla temsil ceza yargılamasında elde edilecek sonuçta belirleyici olmaktadır.